Sîya Şevê admin
Mesaj Sayısı : 426 Kayıt tarihi : 01/01/10
| Konu: Kürtçe Dil Dersleri-Ders-13 Cuma Mart 18, 2011 10:10 am | |
| dersimizde bileşik zamirleri incelerken görmüştük. Bu dersimizde tekrar daha kapsamlı bir şekilde işlemeye çalışacağız.
Kürtçe’de edatları ikiye ayırabiliriz. Sade edatlar, sade olmayanlar. Kürtçe'de edatlar tek başlarına kullanıldıklarında bir anlam ifade etmezler. Cümle içerisinde kullanıldıklarında anlamlı olurlar. Edatlar önlerine veya arkalarına geldikleri kelimelere (isim, sıfat, zamir) yön verirler, yer gösterirler, karşıt anlam verirler, beraberlik anlamı verirler, pekiştirirler vs. Kürtçe de süreç içerisinde bazı edatların kullanım şekli değişmiştir. Dersimizde bunları da belirterek, şu an en çok kabul görenleri kullanacağız.
Kürtçe’de edatlar ayrı yazılır. Edatları geldikleri yere göre ikiye ayırabiliriz. Ön edatlar ve son edatlar. Son edat dediklerimiz yine ön edatlarla beraber kullanılırlar. Örneklerimizle daha iyi anlaşılacaktır. Ön edatlar: bi, bê, di, ji, li.
Son edatlar: re, ve, de dirler. İstisna durumlar hariç tek başlarına kullanılmazlar. bi .......re, bi…..ve, bi.......de, ji…..re, ji.......ve, di…..de, di.....re, şeklinde kullanılırlar. Bazı bölgelerde ra, da, va gibi kullanımlar varsa da çağdaş Kürtçe’de bunların yerine yukarıda şekliyle kullanılırlar. Herbir ön edattan örnekler verelim.
1-bi: bi Türkçe’deki ile anlamındadır. Ayrıca yer ve yön gösterir ve pekiştirme amacıyla da kullanılır. ew bi suwarî çû Amedê: O Amed’e binekli gitti. ez bi mişmişan dewlemend nebûm. Ben kayısılarla zengin olmadım. Pêxemberê Xwedê bi bawerî meşiya: Allah’ın Peygamberî imanıyle yürüdü.
kî bi hawayê xistin?: kimi havalandırdılar (havaya uçurdular)? tu çi bi canê min ketî?: benimle ne diye uğraşıyorsun? (benden ne istiyorsun (mecazen)) hûn bi gotina kî hatin? kimin sözüyle geldiniz?
heywan kerî bi kerî tên: hayvanlar sürü sürü (sürü halinde)geliyorlar. leşker liq bi liq digerin: askerler bölük bölük (bölükler halinde) dolaşıyor. em cot bi cot ketin rêzê: çifter çifter sıraya girdik.
2-bê: bê edatı olumsuzluk anlamı verir. ew bê suwarî çû Amedê: O Amed’e bineksiz gitti. bê guman emê bimirin: Şüphe yok ki öleceğiz. bê azadî jiyan ne xweş e: Özgürlük olmadan yaşam güzel değildir. tu bê bavê xwe hatiyî: sen baban olmadan (haberî olmadan) mı geldin?
3-di: di edatı bir kaç istisnası dışında tek başına kullanılmaz. Daha çok, ilerde göreceğimiz gibi di ....de şeklinde kullanılır. te çi di min da?: sen bana ne sürdün (bulaştırdın)? ew nexweşiya xwe di me jî da: o hastalığını bize de bulaştırdı.
4-ji: ji edatı başka edat grupları olmadan kullanıldığında önüne geldikleri sözcüğü -den, -dan haline getirirler. ez ji mal pirr dernakevim: ben evden çok çıkmam. ji vî xuyê xwe dev berde: bu huyundan vazgeç. bawermend ji Xwedê alîkarî dixwazin: mü’minler Allah’tan yardım isterler ez ji mirinê natirsim, ji dû mirinê ditirsim: ben ölümden korkmuyorum, ölümden sonrasından korkuyorum.
5-li : li edatı içinde anlamını verir. Türkçe’de ismin -de hali dedikleri eki ifade eder. Ancak Kürtçe’de ileride göreceğimiz di...de edatı da Türkçe’deki -de halini ifade etse de farklıdır. Kürtçe’de li dediğimizde, yani içinde dediğimizde illa içinde olmasına gerek yoktur. Elî li mal e: Ali evdedir. Ali evin içinde yani odada olmayabilir. evin bahçesinde, evin kapısında veya evin yanında da olabilir. di.....de kullanıldığında muhakkak içindedir. Örneğin pasta dolaptadır denildiğinde li kullanılmaz. Çünkü pasta dolabın içindedir. “Kulîçe di dolavê de ye” denir. mala me li Xarpêtê ye: evimiz Harput’tadır. bavê min ne li gund e: babam köyde değil. ez li derve me: ben dışardayım
ALIŞTIRMALAR Aşağıdaki cümleleri çeviriniz. bi tirs tevnegere:.......... ............... kî xwe bi xwe kare bijî?:............ bi zimanê xwe biaxive:............ . ew bi kîjan nexweşî ket?.......... yek bi yek cihên xwe girtin:....... gur col bi col hatin dora gund:........ bê kelek çem rê nade:............... ....... bê nan û av dibe, bê welat nabe:.... destê xwe di xwe nede:............... ....... min kevirê di wî wer kir:................ . ew li ku ye?:................ .................... . tu ne li vir î?:................. .................... heywan li axur in:................. .......... ew ji kî direve:............. ................. ez ne ji vî bajarê me:................. .... ew ji te sê pirtûk xwest:.............. ... sen burdan nereye gideceksin?:....... bayrağı ondan al:................. ........... mavi kitaplardan aldım:.............. ....... yarışa kendi atımla katıldım:........... onlar Batman’a uçakla gitmiyor:.... azad bi bawerî bûn:................ ......... keklikler sürü sürü geliyordu:........ ahmet şu an evde yatıyor:............ . şehirde hava kötüdür............. ....... boyayı kendine sürme:.............. ....
EZBERLENMESİ GEREKEN KELİMELER: Kalîn:Melemek Wîçîn:ötmek Reyîn:havlamak Zirîn:anırmak Zûrîn:ulumak Helhatin:kükremek Şiverêika Navser:zirve Gelî: vadi Gol: göl Çol: kır Qûntar: yamaç Çakûç: çekiç Bêr: kürek Bivir: balta Das: orak Qedûm: kazma Tefşo: keser Tijî:kedi yav. Ciwanî:tay Cewrik: köpek yav. Cahşik:sıpa Çîçok:civciv Xirnik: tavşan yav. Fîtik: ıslık Kuxîn:öksürmek Pişkîn:aksırmak Niqik:hıçkırık Kiriyar: alıcı Bavîşk anîn:esnemek
GEÇEN AYIN CEVAPLARI Orduda bin beş yüz kırk iki asker var: di artêşê de hezar û pênc sed û çil û du leşker heye. Birini bana ver: Yekê bide min. Beşi sende kalsın: bila pêncê wî bi te re bimîne Üçten beşe kadar gelmiş: ji sisêyan hatiye heta pêncan. Nisan on iki de bizde ol: di duwazdehê (12'ê) adarê de li ba me be. Newroz 21 marttadır: newroz di 21'ê adarê de ye. Saat yediyi on dört geçiyor: seet ji heftan çardeh derbas dibe. Saat on ikiye on var: seet ji duwazdehan re maye deh deqe. Sen yarışmada kaçıncı gelmiştin?: tu di hawîkanê de bibûye çendemîn? Sağdan üçüncü olan bizim bahçe: ê ji rastê sêyemîn bexçê me ye. Yedinci kuş ta öttü: çûka heftemîn jî wîçiya. Bu kaçıncı yaramazlığın?: ev fezûliya te ya çendan e? Yedi yüzden az param var: ji heft sedê kêmtir perê min heye. O bin iki yüz yılında doğmuş: ew di sala hezar û du sedan (1200'an) de hatiye dinyayê. Çocuk onar onar saymayı öğrendi: zarok deh bi deh jimartin hîn bû. Beşer beşer sıra oldular: pênc bi pêncan rêz bûn. Yüzde sekseni geri geldi: ji sedan heştêyê wan paşde zivirîn. Kırkta biri zekattır: ji çilan yek zekat e. Çeyrek asır geçti: ji çara yek sed sal derbas bû. Dört buçuk ay sonra yağmur yağdı: çar meh û nîv paşê baran bariya. Çend sal e em hêsîr in: kaç yıl ki esiriz. Sê mirov hatin mala me: evimize üç kişi geldi. Çaran bide wî: dördünü ona verin. Tu di çendê meha çilê de tê?: ocağın kaçında geleceksin? Di bîst û pêncê Cotmehê de cot dikin: ekimin yirmi beşinde çift sürüyorlar. Hûn di 31'ê mehê de li vir bin: ayın otuz birinde burada olun. Seet ji pêncan deh deqe derbas dibe: saat beşi on geçiyor. Seet ji nehan re maye şeş deqe: saat dokuza altı dakika var. Seet ji diwazdehan kêm çaryek: saat on ikiye çeyrek var. Çêleka dawîn jî hat: son inek te geldi. Gayê pêncemîn pirr xurt bû: beşinci inek çok semizdi. Oda duduyan biçûk e: ikinci oda küçüktür. Bi dehan mirov gihiştin hev: onlarca insan bir araya geldi. Bi hezaran çûk li ser me bûn: binlerce kuş üstümüzdeydi. Çar bi çar civiyan: dörder dörder toplandılar. Mislimanê çilan Hz. Umer e: kırkıncı Müslüman Hz. Ömerdir. Mislimana pêşîn Hz. Xetîce ye: ilk Müslüman Hz. Haticedir. Du metre û nîv kefen bes e: iki buçuk metre kefen yeter. | |
|