Sîya Şevê admin
Mesaj Sayısı : 426 Kayıt tarihi : 01/01/10
| Konu: HALEPÇE ÇOCUKLARINA MEÇHUL BİR MEKTUP Salı Haz. 26, 2012 1:22 pm | |
| Ölmek eğreti onlarda.. Yas’la kovaladıkları bir siyah, düşleriyle bekledikleri bir "aydınlık".. Namlu ucuna gelmiş kurşun atılsa da atılmasa da artık ne fayda! Çoktan vurulmuştur özgürlük.. Çoktan çekilmiştir kınından "karanlığa" bilenen yalnızlık. Öyle bir yalnızlık ki her yanından acı damlıyor.. Acı… Acı… Acı… Kaç yara daha acıyacak gözlerinde çocukların (?) Önce gaz solumayı öğrendi onlar, sonra ölmeyi.. "Ölmek", tanımadıkları bu eylem yabancı bir sofraya kurulmuş bağdaş gibi. Bilmedikleri bu şey, ne kadar da eğretiydi üzerlerinde.. Sahibi kayıp tebessümler yerleşirken ölümlerden arta kalan dudak kenarlarında, gülmeyi unuttular.. Yeşermemişken hayata henüz, doymamışken oynamaya zulada sakladıkları bilyelerle ve henüz kendilerine kalkan yapamayacak kadar beceriksizken adımları, "unutmak" kondu avuçlarına çünkü... Kimbilir kaçı sancılarla uyandı geceye daldığı harabeden ve kaçı zamansızca doğrulmak zorundaydı düşürüldüğü yıkıntıdan.. Yanlışa çekilen beyaz bayraklar siyaha yüz tutarken, gri haliyle yere attılar düşlerini.. Sanki onlarınmış gibi!! Kan kaybını anlamayacak kadar yenikken kırmızıya, yendikleri bir ağlamayı angarya diye taşıyor omuzlarında onlar şimdi.. Şimdi yazık yazık "ah" düşüyor dillerine, arkalarına bakarak kaçmak kalıyor topuklarına... Çocukların ayaklarına, nefeslerine, yüreklerine kaçmayı yakıştıranlar!! Ölmek kadar kaçaklıkta eğretiyken onların üzerinde, sizde de öyle duracak vicdan ve öyle duracak aydınlık.. Siz, karanlığın üzerlerine siyah siyah yağacaklarından olacaksınız birgün.. Ve ölüm bile yetmeyecek hiçliğinize!! Katli meçhullaştırıldı bu canların.. Bazıları iyi başardı, sığınaklarda topraklarına mülteci kalmayı ve bazılarıysa toplayayım derken yerden umut kırıntılarını, ölmelere secde durdu.. Büyüdüler..Büyüyorlar.. Yeni doğmuş bebeğin gözlerinde bile "ölüm"ü görecek kadar körler onlar şimdi hayata.. Zafer çançanlarını duyamayacak kadar sağır!! Aralanmaya yüz tutan aydınlığa, kaldırıp başlarını bakamayacak kadar yorgunken aslında, geçmişten iz toparlamaya çalışacak kadar yenilmemiş olan henüz savaşa.. Belki bir zamanlar kapılarının önünde misket oynadıkları çocuk çıkar bir yerden, ağaca tırmanıp elma kopardıkları o kız ya da.. Ah!! O kız.. Birileri ölüyor, birileri kalıyor.. Birilerinin bedeni çoktan toprağa karışmışken birilerinin cesedi yeni soğumak üzere. Bir anne ölüyor tankların teğetinde, bir baba tetiğe alınmış kurşunu bekliyor az ileride.. Bir sevgili.. Dokunulmaya kıyılamamaış saçlarından aşağı kan yağacak ama olsun, "yağmur" geçecek üzerinden ve o yine saçları en siyah, bakışı en güzel kız olacak.. Bir yerlerde güneşi çalınanlar var!! Bir yerlerde yıldızları bombalayanlar!! Uzaklardan toprağına "benim" diyenler var, tüm düşleri zimmetleyip kendilerininmişçesine satanlar.. Yaşattıkları cehennemin, gideceklerinin "hiç" kaldığını bilmeyen, "nefesli kadavralar!!!" Ve bir yerlerde; "zulmü zafer diye bağrına basanlar..iyi belleyin ki gaz/larınızın yanında uzattığınız özgürlüğümü mutlak alacağım sizden" diyen bir çocuk var.. "AHDINI, DİLİNE TÜRKÜ EDELİ ÇOK OLMUŞ HALEPÇE’NİN...."
Mutlu ŞAHİN | |
|