Xoşap kalesi, 1643 yılında Biani boylarının soyundan gelen Kürt Sarı Süleyman tarafından inşa edilmiştir. İçerisinde 360 odası olan bu kalenin oturulduğu kayalar, zemin katların oluşması için oyulmuştur. Günümüze kadar, doğanın tüm sertliğine ve insanların kale üzerinde yaptıkları tahribatlara karşı koyan Xoşap Kalesi, 29 gün, Osmanlı Van beylerinin top atışlarına karşı koymasıyla da tüm bölgede ün salmıştır. Xoşap Kalesi'nin ana kapısının hemen üst kısmında karşılıklı olarak duran kabartmalı aslan figürlerinin zincir ile birbirlerine bağlanması, kahramanlığın zincire vurulmasını betimlemektedir. Aslan figürlerinin hemen altında bulunan Farsça kitabede ise şunlar yazmaktadır :
Süleymen be luft-ü fazl-ı hüda
Bina kerdi in burç-u heymet nüma
Serhad siper geşt sedd-i sedid
Ki bine ez in geçti eser-i ta peyma
Kale içinde bulunan camiler, hamamlar, okullar, su sarnıçları, yer altı zindanları ve oturma yerleri günümüze kadar gelebilmiştir. Xoşap deresinin hemen kenarında kurulmuş olan Xoşap Kalesi'ni 1850 yılında ziyaret eden İngiliz gezgin Austen Layard , 1850 yılında yayımladığı " Niniveh und Babylon " adlı yapıtında kale hakkında şunları yazmaktadır ;
" Mahmudiye'ye geldiğimizde çadırımıza delicesine akan , köpüklü suyun hemen yanında bulunan çayırlıkta kurduk. Büyük kayaların üzerinde kurulmuş olan bu kale görkemli görünümüyle bizleri oldukça etkiledi. Çadırlarımızı kurduktan belli bir zaman sonra kendini Mahmudiye'nin Kürt beyi olarak tanınan ve isminin Mahmut Bey olduğunu söyleyen, heybetli görünümlü ve kibar bir bey bizi ziyaret etti. Bize, kalenin kendisinin şatosu olduğunu, tüm bölgede kendisinin tanındığını ve ihtiyacımız olan herşeyin kendileri tarafından hemen temin edileceğini belirttikten sonra bizlerin hiçbir şeyden çekinmeden, istediğimiz sürece burada güven içinde konaklayabileceğimizi söyledi. Kendisinin Abbasi kökenli olduğunu vurgulayan Mahmut Bey, kale hakkında bilgiler verirken, kalenin 15. Yüzyılda inşa edildiğini, eski isminin Nerin olarak bilindiğini, şimdi ise ismininNerin olarak bilindiğini, simdi ise isminin Xoşap ( tatlı su ) olarak geçtiğini söyledi. Bizlere karşı oldukça nazik davranan Mahmut Bey, bir dönem bölgeyi kırıp geçiren Murad Han ve Abdullah Han adlı kardeşlerin Xoşap Kalesi'ne ordularıyla bir akşam saldırdıklarını ve bu saldırının askerleri tarafından geriye püskütürüldügünü belirten, kendisinin bölgede ne kadar güçlü olduğunu belki de bizlere anlatmaya çalışıyordu. "