1. Dünya Savaşı'nın bitmesiyle birlikte, dünya yeni bir döneme girmiştir. Bir yandan işçilerin devrimi öte yandan Rusya'da kurulan devlet... Bu gibi olayların sonucunda ulusal kurtuluş uyanışları hızlandı. Barış hareketli toplumsal önderlikler yeni bir konum aldı.
1. Dünya Savaşında Kürtlerin insan ve maddi kayıpları büyüktü, ama düşünce ve arayış olarak eskiye oranla yeni ve daha ileri noktaya gelmişlerdi. Her geçen gün yeni örgüt, gazete ve kitaplara kavuşuyorlardı.İşte Jîn dergisi böyle bir ortamda, Kürdistan Teali Cemiyeti'nin yayın organı olarak yayınlanmaya başlandı.
Jîn dergisi 1918 yılının sonbaharında çıkar. Jîn "yaşam" demektir.
HAWAR DERGİSİ
Bu dergi 1. ve 2. Dünya savaşı sırasında Kürt aydınlarının bir bölümünün dahi olsa görüşlerini yansıtması nedeniyle
Kaynak: Bydigi Forum
önemli bir yere sahiptir.
"Hawar" dergisi 15 Mayıs 1932'de yayına girdi. Yayına girdikten sonra düzenli olmayan aralıklarla Kürtçe ve Fransızca yayınlardı.
15 Ağustos 1943 yılına kadar 57 sayı yayınlandı. Fransa yönetiminde ki Suriye'nin Şam şehrinde Celadet ve Kamuran Bedirxan kardeşler yönetiminde yayınlandı.Hawar dergisi ulaşabildiği Türkiye ve Irak Kürtlerini de etkiledi. Ne var ki o dönemde hem okuma-yazama oranı azdı hem de iletişim ve teknoloji yetersiz seviyedeydi.Yazarları arasında Celadet ve Kamuran Bedirxan, Kadri Cemal Paşa, Nureddin Zaza, Hasan Hişyar gibi aydınlar vardı.
Hawar dergisi, 300 yıl önce yaşayan Kürt şairi Ahmedê Xanî'nin etkisinde yayın yapmıştır.Hawar da ünlü Kürt şairi Meleyê Cizirî'ye ilişkin şiirlerine özellikle yer veriyor.Hawar dergisi yazarları onu Kürtçe yazmayı öneren görüşlerine değer verdiler. Dergide de genellikle milliyetçi toplumsal değişimi isteyen yazılar yazılır.
Celadet Bedirxan Hawar'da, “Çi yekbûna Kurdan jî bi yekîtiya zimanê Kurdî çêdibe. Yekîtiya zimanî jî bi yekitîya herfan dest pê dike."
Kürtlerin birliği de Kürt dilinin birliği ile olur. Dilin birliği de alfabenin birliği ile başlar.Hawar dergisinin, tümü Türkçe olan 1. sayısının girişinde şöyle denir:
"Hawar bilginin sesidir. Bilim ve bilgi kendini tanımadır. Kendini bilme ve bilinçte iyiliğin ve kurtuluşun yolunu açar. Kendini bilen ve bilinçlenen herkes kendini tanıtabilir ve anlatabilir. Bizim Hawar'ımız her şeyden önce dilimizin varlığını tanıtacaktır. Çünkü dil, var olmanın ilk koşuludur."